Film Dünya'sı için bir efsane olan bir çok
dizeye ve bir çok filme konu olmuş olan Dracula efsanesi bir çok Kişi
tarafından çok sevilmekteyken bir çok kişi tarafından da Osmanlı'ya yapılan
eleştiriler yüzünden olumsuz eleştiri almakta fakat kimse eleştiri yapmadan
önce geçmişi değerlendirmemekte.Dracula karakterinin nasıl ortaya çıktığını
umursamamakta gelin size kısaca Vlad Tepeş yani Nam-ı değer Kazıklı Vlad
hakkında küçük bilgiler vereyim.
Osmanlılar'a yenilen Vlad'ın babası onu
rehin olarak Osmanlılar'a vermişti. 1442-1448 yıllarını Osmanlılar'ın elinde
tutsak olarak yaşadı. 1448'de İkinci Kosova Savaşı sonrasında Osmanlı
desteğiyle Eflak'ın başına geçme girişiminde bulundu, ancak kısa bir süre sonra
Macaristan tarafından desteklenen Eflak voyvodası II. Vladislav tarafından
yenilgiye uğratıldı ve Boğdan'a sürgüne gitti. Erdel beyi János Hunyadi
("Hunyadi Yanoş") 1456'da Belgrad şehrini Osmanlı kuşatmasına karşı
savunmaya giderken Vlad'ın komutasına güney Erdel'in savunmasını sağlamak için
bir ordu verdi. Bu durumdan faydalanan Vlad Eflak'a bir sefer düzenledi ve II.
Vladislav'ı öldürerek III. Vlad adıyla Eflak voyvodası oldu.
Bu görevi 1456'dan 1462'ye değin sürdürdü.
Bu tarihler arasında rakiplerini çeşitli yöntemlerle cezalandırdı ve idam etti;
bu yöntemler arasında en ünlüsü olan "kazığa geçirme", ölümünden
sonra kendisine "Kazıklı Vlad" (Vlad Tepeş) adının verilmesine neden
olacaktı.(Kazığa geçirilenlerin kanlarını fıçılarda toplatıp şarap gibi
içtiğine dair söylentiler daha sonra onun bir vampir olduğu efsanesine neden
oldu.)
Voyvoda 1459 yılından itibaren Osmanlı
İmparatorluğu'na vergi ödemeyi reddetti ve Macaristan Krallığı'yla ittifak
yaptı. 1460 - 1461 yılları arasında Tuna nehrini geçerek Sırbistan'a ve
Karadeniz kıyısına kadar ilerledi. Kendi ifadesiyle 23.884 Türk ve Bulgar'ı
öldürdü. 20.000 Osmanlı savaş esirini kazığa geçirdi. Bu gelişmeler karşısında
Osmanlı ordusu 1462 yılında padişah II. Mehmet komutasında Eflak voyvodasına
karşı sefere çıktı. Mahmut Paşa'nın hatıratına göre çok uzun mesafeler boyunca
Osmanlı askerleri içilecek bir damla bile su bulamadı. Sıcak dayanılır gibi
değildi. Türk askeri Eflak'ın başkenti
Târgovişte'ye ulaştığında Fatih Sultan Mehmet'in gördüğü manzara
yaklaşık 5 kilometre
boyunca kazıklarla dizili bir alandan geçiyordu. Alan yaklaşık üç kilometre
boyunda bir kilometre enindeydi. Yerde uzun kazıklar dikiliydi. Yaklaşık 20 bin
kadar insan erkek, kadın ve çocuk olmak üzere kazığa geçirilmiş durumdaydı. Bu
kadar çok insanı kazıkta gören Osmanlı askerinin moralleri bozuldu, aklını
kaçıracak duruma geldi. Ancak Osmanlı ordusu 4 Haziran 1462'de Târgovişte
kalesini aldı. Vlad, II. Mehmet'e başarısız bir suikast girişiminde bulunduktan
sonra kaçtı ancak bulunduğu yerde taş üstünde taş bırakmadı, terk ettiği
topraklardaki kuyuları zehirledi, ekinleri yaktı, tüm hayvanları bile öldürttü.
Hapishanelerdeki mahkumları, cüzzamlı ve vebalıları salıverdi ve Türklerin
arasına karışmaya teşvik etti. Bu şekilde vebalıları salma yöntemini
kullanarak, daha önce başvurulmamış bir taktik kullanmıştır.
1462 yılında III. Vlad'ın ordularının
yenilmesiyle Eflak yeniden Osmanlı Devleti'ne bağlanmıştı. Vlad Macaristan'a
bağlı bir beylik olan Erdel'e kaçarak Macaristan kralı Matthias Corvinus'tan
yardım istedi. Ancak Eflak'taki Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı yeni yönetimi
tanımış olan Macaristan, yardım talebini kabul etmedi. Vlad Matthias
Corvinus'un emriyle 1462 yılında tutuklandı ve Budin'e getirildi. Önce
hapsedilen Vlad, daha sonra kral ve ailesiyle iyi ilişkiler kurdu. 1474 yılında
sürgün dönemi sona erdi. Bu tarihten itibaren Eflak'ı yeniden ele geçirme
planları yaptı. 1476 yılında kuzeni Stefan Cel Mare (Büyük Stefan) ile birlikte
Eflak'a döndü ve voyvoda ilan edildi. Aynı yıl 300 askeriyle birlikte yeniden
Osmanlı ordularına yenildi. Esir alınan askerleri kazıklara oturtuldu.
Öldürülen III. Vlad'ın kesilen başı öldürüldüğünü ispat etmek için İstanbul'a
II. Mehmet'e gönderildi. Vlad'ın bir vampir olduğu rivayeti Almanya, Macaristan
ve Rusya'da yayıldı. Buna rağmen Romen halkı onu bir kahraman olarak görmeye
devam etti.
Daha Detaylı bir konu olduğu su götürmez
bir gercek lakin kısacası olayın âkibeti bu şekildedir yani Osmanlı ile olan bu
ilişkilerini değerlendirecek olursak filmlerde bunu Osmanlı'ya kan kusan bir
insan halin de anlatmaları gayet doğaldır bizim işimize gelmese de tarih
saptırılmamalıdır değil mi ? Sizlerden ricam Osmanlı'ya kafir diyormuş o filmi
izlemem bu diziyi takip etmem gibi cahilce yorumları çıkartın aklınızdan
Müslüman olmayan insanlara göre Osmanlı kâfirdir.Bu filmlerde ilk bakacağınız
Ayrıntı Osmanlı'ya karşı duydukları korku olsun ve bununla gurur duyun ki 2015 Yılına geldiğimiz de hala bizden
deliler gibi korkulduğu dizilere filmlere konu olmakta.
Konu hakkında daha detaylı bilgi almak için
ülkemizde
Drakula ya da Kazıklı Voyvoda/ Eflak
Prensesi III. Vlad Tepeş'in Yaşamı isminde satılan kitabı alıp okuya
bilirsiniz.Konumuz Osmanlı olunca sinirlenirimiz geriliyor küçücük bir lafı
bile sindiremiyoruz ama unutmayın dostlar tek taraflı bakılarak öğrenilen bilgi
her zaman eksiktir.